Şu an için, gezegenimizde bulunan hiçbir enerji kaynağı, güneş enerjisi kadar temiz ve çevre dostu değildir. Fosil yakıtları kullanarak elektrik üretimi sırasında, karbondioksit ve başka sera gazlarıyla, diğer bazı kanserojen maddeler açığa çıkmaktadır. Eğer temiz bir hava ve gökyüzü arzu ediyorsak, bunun adı güneş enerjisidir çünkü güneş enerjisinden yararlanırken, havaya zararlı hiçbir şey karışmayacaktır.
GÜNEŞ ENERJİSİ EFEKTİF MALİYETLİDİR
Bir güneş enerjisi fotovoltaik paneli hala nispeten pahalı olsa da, elektrik satışından elde edilecek gelir ve elektrik harcamalarına ödeme yapılmayacak olması, zaman içerisinde sistemin kendi maliyetini karşılamasına yol açacaktır. Güneş enerjisi yatırım geri dönüşü çok kısadır. Güneş sıcak su panelleri, son yıllarda büyük ölçülerde geliştirilmiş ve daha düşük maliyetlerle satılmaya başlanmıştır. Bu açıdan, ev uygulamalarında geri dönüş süresi 5 yıl gibi kısa bir süre olmaktadır.
GÜNEŞ ENERJİSİ TEMİZ BİR ENERJİDİR
Güneş enerjisi fosil yakıtlardan elde edilen enerjide olduğu gibi gürültü oluşturmaz, bu, komşularınızın, yaban hayatının daha dengeli ve olumlu yaşamaları anlamına gelir. Böylece, zaten yeterince çevreye zarar vermiş bulunan karbon emisyonları ve gezegenimiz için tehdit olan sera gazları azalacaktır.
KÜRESEL ISINMANIN AZALMASINA BÜYÜK ÖLÇÜDE KATKI YAPAR
Her ne kadar güneş enerjisi sistemi kurma aşamasında, panellerin taşınması ve montajı sera gazı emisyonlarına neden olsa da, enerji üretimi sırasında, karbon dioksit, metan ya da diğer sera gazı emisyonlarına asla neden olmaz.
BAĞIMSIZ OLMAK
Güneş enerjisi sistemini kullanıyorsanız, herhangi bir şebekeye bağlanmak zorunluluğunuz yoktur. Merkezi kontrollü bir şebekeye ve alt yapıya dâhil olmak yerine, tamamen kendi kendinize yeten, şebeke dışı bir sistem olacaksınız. Siyasi ve ekonomik krizlerden kaynaklanan elektrik maliyetlerinin size yansıması olamayacağından, yazlığınıza veya ofisinize de böyle bir sistemi kurmayı düşünebilirsiniz.
GARANTİ
Sistem içerisinde hareket eden (oynak) hiçbir parça bulunmadığı için, güneş panelleri son derece güvenilirdir. Aslında birçok kristal güneş paneli, 25 yıllık performans garantisi kapsamındadır. 1970’li yıllarda Avrupa ve ABD’de hizmet vermeye başlayan sistemlerden bugün hala elektrik enerjisi elde edilmektedir. Muhtemelen bunun için çok az bir bakım maliyeti oluşmuştur.
HER YERDE ÇALIŞIR
Güneş enerjisinin en önemli avantajlarından biri de, güneşin parladığı her yerde işe yarıyor olmasıdır. Güneşten ne kadar uzakta olduğunuz, bulunduğunuz konum hiç önemli değildir. Uzay aracında bulunmanız, teknede ya da herhangi başka bir alanda olmanız, güneş enerjisinden elektrik enerjisi elde etmenizi engellemeyecektir.
Enerji ihtiyacı noktasında dışa bağımlı olan ülkemiz ALTERNATİF enerji kaynaklarına yatırım yapmaya başladı. Bu kapsamda ülkenin birçok ilinde yenilenebilir, ucuz enerji olan güneş enerjisi sistemi kuruldu. Ülkenin enerji ihtiyacını büyük oranda karşılayacak ve dışa bağımlılıktan kurtaracak bu sistem Malatya’da da ilk olarak İnönü Üniversitesi tarafından fark edildi ve fırsatı değerlendirme noktasında Üniversite kampüsüne Türkiye’nin en büyük enerji sistemi kuruldu. Ancak Türkiye’nin hemen hemen bütün illerinin değerlendirdiği bu fırsata Malatya’da İnönü Üniversitesi dışında hiçbir sanayici, kurum ve kuruluş yanaşmadı.
Coğrafi konumu itibariyle güneşlenme alanı ve süresi pek çok şehre göre şanslı olan Malatya’nın bu enerjiyi göz ardı ettiğini aktaran eski gazeteci olan işadamı Orhan Çekin, “Bir yılda yüzde yüz getirisi olan ne var bu devirde?” diyerek, Güneş enerjisi uygulamasının faydalarını şu şekilde sıraladı;
“Bu uygulamaya sadece elektrik enerjisi elde edilmesi açısından bakılmaması gerekiyor. Güneş enerjisi kullanımının onlarca başka yararı bulunmaktadır.
PARA KAZANABİLİRSİNİZ
Araziyi bul, ruhsatı çıkar. Bir kuruş vermeden 3,5 trilyonluk yatırım senin olsun. Güneş enerjisi birkaç on yıl içerisinde kıta Avrupa’sında ciddi gelirler elde edebileceğiniz bir yatırım alanına dönüştü bile. Güneş enerji sistemlerinin ve sektörün hızlı gelişimi ve büyümesi artan avantajlar sunuyor. Küçük yatırımlarla devletin satın alma garantisiyle güneş enerjisinden elektrik üretebilir ve bunu satarak para kazanabilirsiniz. Bazı durumlarda ortak yapacağınız yatırımlar da ciddi kazançlar elde etmenizi sağlayacaktır.
GÜNEŞ ENERJİSİ TÜKENMEZ BİR KAYNAKTIR
Etrafımızda bulunan ve sürekli tüketmekte olduğumuz, petrol, kömür, doğalgaz gibi fosil yakıt kaynaklarından çok daha fazlasını, güneş enerji isiyle elde edebiliriz. Güneş enerji isini elektrik enerjisine dönüştüren güneş pillerinin yapımında kullanılan kompozit malzemelerden birçoğu, zamanla tükenmiş olsa da, silisyum ve alüminyum gibi güneş hücreleri üretiminde kullanılan maddelerden bolca bulunmaktadır. Bu maddeleri, kullanımda olan materyallerden geri dönüştürme imkanı da bulunmaktadır.
Diyarbakır’da güneş enerjisi uygulamalarına yönelik çalışmalar da düşük sıcaklık uygulamaları ve yüksek sıcaklık uygulamalarına yönelik çalışmalar olmak üzere iki gurupta incelenebilir.
1-Sıcak Su Sistemleri:
Bu uygulamalardan en önemli ve ticari yönden başarı kazanmış olanları düşük sıcaklık ve bunun içinde de sıcak su ihtiyacına yönelik olan çalışmalardır. Güneş enerjili su ısıtıcıları, bazı kaynaklarda evsel güneş enerjili sıcak su sistemleri olarak da geçmektedir. İlk defa 1975 yılında İzmir’de imalatına başlanmıştır ve Türk halkı tarafından da bu teknoloji kabul görmüştür. Bu tarihten itibaren çeşitli şirketler tarafından üretimine başlanarak piyasaya verilmiştir. Türkiye’de üretilen güneş enerjili sıcak su ısıtıcılarının çoğu termosifon tip ısıtıcılardır. Bu sistem bir toplayıcı, depolama tankı ve bağlantı elemanlarından meydana gelmektedir. Kullanılan toplayıcılar ise düz toplayıcı, yoğunlaştıran toplayıcı veya vakumlu toplayıcı olabilmektedir. Ancak ülkemizde bu sistemlerde en yaygın kullanılan toplayıcılar genellikle düz toplayıcılardır. 1999 yılında çalışmalar sonucunda, temel teşkil eden anket çalışmasında Türkiye’de üretilen düz toplayıcıların % 41’inin yutucu yüzey alanının 1.82 m2, %23’ünün ise 1.71 m2 olarak imal edildiğini tespit etmiştir. Güneş toplayıcılarının yıllık toplam üretim miktarının ise 200,000 m2 seviyesine eriştiği de bu çalışmada belirlenmiştir. Yine tesis edilen toplam toplayıcı alanının 3,5 milyon m2 olduğu da tespit edilmiştir. Bu sektörde 100 ün üzerinde firma 2000 çalışanı ile hizmet vermektedir. Türkiye’de güneş enerjisi uygulamaları açısından Türk Standartları Enstitüsü tarafından geliştirilmiş iki standart bulunmaktadır:
Güneş Enerjisi Düz Toplayıcıları
Güneş Enerjili Isıtma Sistemleri Tesis ve İşletmesi.
2- Buhar Üretimi:
Absorpsiyonlu soğutma ve sanayideki diğer uygulamalar için güneş enerjisi ile buhar üretimine yönelik çalışmalar ilk defa Taşdemiroğlu E. (1986) tarafından yapılmış çalışmalar ile başlamıştır. Türkiye’de MKE (Makina ve Kimya Endüstrisi Kurumu) silindirik parabolik toplayıcıları imal eden ilk kuruluş olarak dikkat çekmektedir. Bu toplayıcıların verimleri ve bu toplayıcılar kullanılarak elde edilen kızgın su ile bir sanayi kuruluşunun enerji ihtiyacının modellenmesini konu alan çalışmalar literatürde mevcuttur. Bu tip toplayıcılar kullanılarak güneş enerjili absorpsiyonlu sistemlerin simülasyonu, modellenmesi, tasarımını içeren çeşitli çalışmalar da literatürde yer almaktadır.
Türkiye’de Kurulan Güneş Evleri
Güneş Enerjisi ile pasif ısıtma sistemlerinin binaların ısıtma yüklerine büyük katkısı olduğu açıktır. Türkiye’de Karadeniz Bölgesi ile Kuzey Doğu Anadolu hariç güneş enerjisinin konutların ısıtılmasına olan büyük katkısı yapılan çalışmalarda ortaya konmuştur. Türkiye’de Pasif Güneş Enerji Sistemleri konusunda, bazı üniversiteler ve enstitülerde yapılan çalışmalar dışında çok fazla çalışmanın olmadığını söylemek mümkündür. Bu amaçlara bağlı olarak ülkemizde kurulan güneş evleri aşağıda sıralanmıştır:
Türkiye’de ilk güneş evi 1975 yılında Ortadoğu Teknik Üniversitesinde tesis edilmiştir. Bina iki katlı olup 96,6 m2 alana haizdir.
Çukurova Güneş Evi 33 m2 olup, 1981 Temmuzunda kurulmuştur.
Maden Tetkik Arama Enstitüsü Güneş Evi ise, güneş pilleri ile çalışan sistemler mevcuttur. 14 kWp yine 1981 yılında Marmaris Muğla da tesis edilmiş ve toplam alanı 113,5 m2‘dir.
Ege Üniversitesi Güneş Enerjisi Enstitüsü Laboratuarında da 1986 yılında toplam zemin alanı 3000 m 2 olan bir güneş evi bulunmaktadır.
Güneş Pilleri ve Uygulamaları
Türkiye’de bu konudaki çalışmalar 1980’li yıllarda başlamıştır. İlk güneş pili ile çalışan ısı pompası Ege Üniversitesi Güneş Enerjisi Laboratuarında kurulmuştur. Elektrik İsleri Etüt İdaresi tarafından da 1983 yılından itibaren başlatılan çalışmalar sonucunda ilk güneş pilleri ile çalışan laboratuar ölçekli güç santrali Didim’deki Araştırma Laboratuarında 1998 yılı Haziranında tesis edilmiştir. 1990’ların sonuna doğru bu yöndeki çalışmalar artarak devam etmiş ve dört adet güneş pilleri ile çalışan ve yaklaşık olarak toplam kurulu gücü 50 kWp olan sistemler telekomünikasyon amaçlı olarak Afyonkarahisar, Göcek, Uşak ve Kahramanmaraş’a kurulmuştur.
Güneydoğu Anadolu bölgesinde toplam kapasitesi 100 kWp kurulu güce erişmiş olan güneş PV güç ünitesi Berke Barajında bazı ünitelerin ilk enerji taleplerini karşılamak için kurulmuştur.
Güneş pillerinin uygulanmasına yönelik özel sektör çalışmaları devam etmektedir. Ayrıca güneş pili ile çalışan araçlar, aydınlatmalar, trafik şıkları şeklinde de uygulamalar mevcuttur.
Ülkemiz coğrafi konumu nedeni ile yenilenebilir enerji kaynakları arasında güneş enerjisi yönünden oldukça şanslıdır. Ortalama olarak güneşten sağlanan enerji, yıllık 36×106 taş kömürüne eşdeğer enerji sağlayabilecek potansiyele sahiptir. Yılda 2640 saat güneş ışını alan ülkemizde, ortalama güneş enerjisi miktarı 290 w/m2 civarındadır.
Ülkemizde güneş enerjisinden faydalanarak sıcak su ihtiyacını gideren ev örnekleri, güney sahillerinde bol miktarda mevcuttur. Güneş enerjisi ile konut ısıtması, konut soğutması, sıcak su temini, sera ısıtması, elektrik enerjisi üretimi, yüzme havuzu ısıtması ve endüstrinin sıcak su gereksinimi karşılanabilmektedir.
Güneş enerjisi, zirai ürünlerin kurutulması, soğuk mevsimlerde mahal ısıtması, evlerde havalandırma amacıyla ve tüm dünyada bilhassa gelişmiş ülkelerdeki yaygın uygulamaları ile kullanılmaktadır. Ülkemizde 1960’ların başlarında güneş enerjisi ilk defa alternatif enerji kaynağı olarak anlaşılmış ve bazı yatırımcılar ve üniversitelerde verilen tezler ile bu konu da çalışmalar başlamıştır.
1970’lerin ortalarında, dünyadaki güneş enerjisi teknolojisindeki gelişmelere paralel olarak, ülkemizde de bilhassa güneş enerjisinin ısıl uygulamaları konusu üniversiteler, devlet ve endüstri açısından önem kazanmış ve güneş enerjisi çalışmaları bu tarihten itibaren artan bir hızla gelişmiştir.
Güneş enerjisi konusundaki ilk ulusal kongre 1975 yılında İzmir’de gerçekleştirilmiştir. Yine ilk pasif güneş enerjisi uygulaması Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) bünyesinde 1975 yılında tesis edilmiştir.
Güneş enerjisi konusundaki çalışmalar ağırlıklı olarak ODTÜ, İTÜ, Yıldız ve Ege Üniversiteleri tarafından yaygın olarak yürütülmekle beraber, Türkiye’deki tek Güneş Enerjisi Enstitüsü Ege Üniversitesi bünyesinde 1978 yılında kurulmuş ve o günden itibaren faaliyet göstermektedir. 1980’lerin sonunda bu konudaki çalışmaları devlet destekli TUBITAK bünyesindeki Marmara Bilimsel ve Endüstriyel Araştırma Enstitüsü (MBEAE) yürütmektedir. MBEAE, güneş enerjisi düşük sıcaklık uygulamaları ve Türk endüstrisinin ısıl enerji ihtiyacının modellenmesi konusundaki projeleri 1977-1985 yılları arasında ağırlıklı olarak desteklemiştir. Yine TÜBITAK bünyesinde 1986 yılında kurulan Ankara Elektronik Araştırma ve Geliştirme Enstitüsü güneş pillerinin tasarımı ve üretimi konusundaki çalışmaları desteklemektedir.
Uluslararası Güneş Enerjisi Derneği Türkiye Şubesi (International Solar Energy Society Turkey Branch UGET-TB) 1992 yılından itibaren Türk devletinin izniyle aktif olarak çalışmalarını sürdürmektedir. Devlet Meteoroloji Enstitüsü (DME) geçen yüzyılın başından itibaren gittikçe artan sayıdaki istasyonlarda iklimsel verilerin kayıt edilmesi, değerlendirilmesi ve bilginin dağıtılması konusunda aktif olarak çalışmaktadır. Diğer taraftan Elektrik İşleri Etüt İdaresi (EİEİ) de güneş enerjisi ile su ısıtma, aktif ve pasif mahal ısıtması, yoğuşturan toplayıcılar ve güneş pilleri konusundaki çalışmalara imkân sağlamaktadır. Bu kuruluş 1982 yılından itibaren yenilenebilir enerji kaynaklarının ve özellikle güneş ve rüzgâr enerjisinin geliştirilmesinden sorumludur. Bu kuruluşun geçmişte bu konudaki çalışmaları daha ziyâde araştırma ve geliştirme ve projelerin tanıtılması konusunda olmakla beraber son yıllarda kaynakların tespiti ve potansiyel tayini ağırlık kazanmıştır. Makina ve Kimya Enstitüsü (MKE) kurumu ise düzlemsel ve silindirik parabolik toplayıcıların üretimi, testleri ve pazarlanmasına yönelik çalışmaları kısa sürelerle gerçekleştirmiştir. Türkiye’deki güneş enerjisi araştırmalarını temel olarak iki ana gurupta toplamak mümkündür:
1. Güneş enerjisi potansiyelinin tespiti ve tayini hakkındaki çalışmalar
2. Güneş enerjisi uygulamaları ve teknolojisi ile ilgili çalışmalar
Özellikle 1973 enerji krizinden sonra ülkemizde de güneş
enerjisi ile ilgili çalışmalar fazlalaşmış ve 1975 yılından sonra güneş enerjisi ile sıcak su temin edilen sistemler yaygınlaşmıştır. Hâlen, yüzün üzerinde güneş toplayıcısı îmâl eden firma bulunmaktadır. Güney ve batı sâhillerimizde çok sayıda güneş enerjili sıcak su sistemi mevcuttur.
Güneş enerjisinden faydalanma: Güneş enerjisinden direkt faydalanılan sistemler, aktif ve pasif sistemler diye iki açıdan incelenmektedir. Toplayıcılar veya diğer herhangi bir dönüştürücü ile güneşten enerji teminine aktif faydalanma denir. Özellikle binaların yön, geometri ve yapı elemanlarının değişimiyle güneşten enerji teminine pasif faydalanma denir.
Güneş enerjisinden faydalanma şekillerinden bâzıları:
Sıcak su temini,
Meskenlerin ısıtılması,
Meskenlerin serinletilmesi,
Kurutma,
Tarımda faydalanma,
Güneş fırınları ve güneş ocakları,
Güneş pompaları,
Yüzme havuzlarının ısıtılması,
Isı pompası,
Elektrik elde edilmesi,
Soğutma sistemlerinde,
Tuz temini,
Deniz suyundan saf su elde edilmesi,
Yapma fotosentez,
Sera ısıtmasıdır.
Yukarıda belirtilen uygulamaların birçoğunda güneş ışınları biri ısı değiştiricisi (genellikle düz toplayıcı) aracılığıyla bir akışkana (su, hava) aktarılır. Sıcaklığı artan akışkan, faydalanma maksadına göre depolanır veya sisteme gönderilir.
Güneş toplayıcıları: Güneş ışınları ile bir akışkanın sıcaklığının artmasını sağlayan gereçlere güneş toplayıcıları (kollektörü) adı verilir. Başka bir ifâdeyle, güneş toplayıcıları, güneşin ışık enerjisini ısı enerjisine dönüştürürler. Konstrüksiyon şekline göre düz ve odaklı, kullanılan akışkan cinsine göre sıvılı ve gazlı (havalı) toplayıcılar olarak gruplandırılabilir. Akışkan sıcaklığının 100°C’den daha düşük olabileceği sistemlerde (sıcak su temini ve hacim ısıtması gibi) düz toplayıcılar kullanılır. Sıcaklığın 100°C’den daha yüksek değerlerinin gerektiği durumlarda ise odaklı toplayıcıların kullanılması gerekmektedir. Pratikte, güneş enerjisinin en yaygın kullanıldığı su ısıtması gibi durumlarda 100°C’den daha düşük sıcaklıklar yeterli olduğundan düz toplayıcılar daha çok kullanılmaktadır. Toplayıcı tipi, faydalanılan enerji türüne göre seçilir. Sıcak su temininde sıvılı toplayıcılar, ev
ısıtmasında havalı toplayıcılar tercih edilir.
Güneş ışınlarının miktarı, senenin günlerine, bulutluluk oranına, çevrenin topoğrafik yapısına ve coğrafik faktörlere bağlı olarak değişmektedir. Fazla bulutlu geçen bölgelerde, direkt güneş ışınım miktarı az olduğundan toplayıcı verimi düşüktür ve çoğu zaman hiç toplanamaz. Odaklı ve düz
toplayıcıların birbirlerine göre bâzı avantajları vardır. Odaklı toplayıcılarda çok yüksek sıcaklıklara çıkılabildiği hâlde, yapımı zor ve pahalıdır.
Düz toplayıcılar: 1) Konstrüksiyonu daha basittir. 2) Yayılı ışınımdan da faydalanabilir. 3) Tesisatın yerleştirileceği zeminin hazırlanması kolaydır. 4) Hareketli kısımları yoktur. 5) Hava şartlarına karşı mukavim ve daha uzun ömürlüdür. 6) İşletme masrafları azdır. 7) Ancak 100°C sıcaklığa kadar
çıkabilir.
Basit ve kullanışlı olması sebebiyle pratikte daha çok kullanılan bir düz toplayıcı tipi genellikle beş kısımdan meydana gelir: 1) Güneş ışınlarını geçiren ve üstten ısı kaybını önleyen, bir veya çok sayıdaki saydam veya yarı saydam örtü. 2) Enerji toplayan siyah yüzey. 3) Isı taşıyan akışkanın
dolaştığı borular veya tüpler. 4) Toplayıcının alt kısmında olan, ısı kaybını azaltmak için kullanılan yalıtkan cisim (cam yünü, strofor, mantar vs.). 5) Toplayıcıyı dış etkenlerden koruyan ve yukarıda belirtilen elemanları bir araya getiren kılıf.
Bâzı toplayıcı tiplerinde de yukarıda sayılan elemanların bir kısmı bulunmaz. Meselâ; havalı toplayıcılarda siyah yüzey ve borular yerine siyaha boyanmış katlı camlar veya matris tipi elemanlar kullanılır.
Odaklı toplayıcılar: 1) Yüksek sıcaklıklar elde edebilir. 2) Konstrüksiyonları daha zor ve daha pahalıdır. 3) Sâdece direkt güneş ışınlarından faydalanılabilir. 4) Tesisatın yerleştirilmesi için özel yerler hazırlanmalıdır. 5) Güneşi tâkibeden mekanizmalara ihtiyaç duyulur. 6) İşletme masrafları düz toplayıcılara göre daha fazladır.
Güneş enerjili sıcak su sistemleri: Meskenlerde sıcak su temini için kullanılan enerji, bina için gerekli olan enerjinin % 12’si mertebesindedir. Sıcak su temini için daha ziyâde gaz, fuel-oil, odun veya elektrik enerjisi kullanılmaktadır. Son zamanlarda, güneş enerjisinden de istifâde edilmektedir.
Güneş enerjisi potansiyeli büyük ülkelerde (ABD, Japonya, Avustralya vs.), meskenlerin sıcak su ihtiyacının büyük bir kısmı, güneş enerjisi ile temin edilmektedir. Birçok ülkede, sıcak suyun güneş enerjisinden faydalanılarak hazırlanması için teşvik tedbirleri alınmaktadır.
Güneş enerjili sıcak su ısıtıcıları çok değişik şekillerde yapılabilmektedir. Basit tip sıcak su ısıtıcılarında enerji toplama ve depolama aynı kap içinde yapılır. Kendinden depolu sıcak su ısıtıcıları denilen bu ısıtıcıların avantajı, taşınabilir olmalarıdır.
Tabiî dolaşımlı sistemler: En yaygın kullanılan sıcak su ısıtma sistemlerindendir. “Termosifon tipi su ısıtıcısı” olarak da isimlendirilir. Sistem düz toplayıcılardan ve yalıtılmış bir depodan ibârettir. Açık veya kapalı devreli olarak yapılabilirler. Tabiî dolaşımlı, açık devreli sıcak su sisteminde, toplayıcılarda ısınan su genişleyerek deponun üst kısmından depoya akar. Bunun yerini deponun altındaki soğuk su alır. Güneş ışınlarının olduğu ve toplayıcı sıcaklığı depo sıcaklığından büyük olduğu müddetce sirkülasyon devâm eder. Soğuk iklimlerde toplayıcılarda dolaşan suyun donma problemi vardır. Donma ihtimâlinin olduğu günlerde sistemin boşaltılması lazımdır. Ayrıca, toplayıcılarda dolaşan su ile kullanılan su karışıyorsa, toplayıcı borularında korozyona sebebiyet verebilir veya kireçlenme ile boru et kalınlığı artabilir. Bu problemleri ortadan kaldırmak için, toplayıcı devresinde donma sıcaklığı düşük ve antifiriz ilaveli akışkan dolaştırılarak, sistem kapalı devreli yapılır.
Tabiî dolaşımlı sıcak su sistemlerinde, pompaya ve otomatik kumanda cihazlarına ihtiyaç olmadığından, basit ve kullanışlıdırlar. Ancak, sirkülasyonun olabilmesi için, deponun toplayıcılardan daha yüksekte olması gerekir. Bu sebeple de sistemin yerleştirilmesi zordur. Pompalı sistemler: Pompalı sıcak su sisteminde, genel olarak pompa, diferansiyel, termostat, sıcak su deposu, genişleme tankı ve çek valf bulunur. Tabiî dolaşımlı sistemlerde olduğu gibi açık devreli veya kapalı devreli yapılabilirler.
Sıcak su üretiminde kullanılan toplayıcılar, bulunduğu yerin enlemine eşit eğimde ve güneye doğru olarak yerleştirilmelidirler.
Güneş enerjisi, son yıllarda yenilenebilen enerji kaynakları içinde, üzerinde en çok çalışılanı olmuştur. Güneş, dünyâmıza ve diğer gezegenlere enerji veren büyük bir enerji kaynağıdır. Bitkiler, canlı doku üretmek ve besin yapabilmek (fotosentez) için güneş enerjisinden faydalanır. Rüzgâr, güneş ışınlarının sıcaklık farkı hâsıl etmesinden meydana gelir. Kömür ve bitki artıklarından petrol meydana gelmesi de güneş enerjisi sâyesindedir.Güneş ışınları, asırlardan beri yeryüzüne geldiği hâlde, faydalanmaya başlama oldukça yenidir. Archimedes (Arşimed) in (M.Ö. 267) iç bükey aynalarla güneş enerjisini odaklıyarak Sirakuza’yı kuşatan gemileri yaktığı iddia edilmektedir.
Güneş enerjisi konusundaki çalışmalar 1600 yılında Galile’nin merceği bulmasıyla artmıştır. İlk defâ Fransa’da, Belidor (1725) tarafından güneş enerjisi ile çalışan bir pompa yapılmıştır. Mouchot, 1860 yılında parabolik aynalar yardımıyla güneş ışınlarını odaklıyarak, küçük bir buhar makinası yapmıştır. İlk defâ güneş enerjisi ile çalışan, hava çevrimli makinayı, 1868 yılında Ericsson geliştirmiştir. Bu yıllarda güneş enerjisi konusunda çalışmalar yoğunlaşmış, tatlı su elde edilmesi ve güneş ocakları ile ilgili çok sayıda çalışmalar yapılmıştır. Adams, Hindistan’da yedi askerin yemeğini en soğuk ay sayılan Ocak ayında, konik yansıtıcılı güneş ocağıyla iki saatte pişirmiştir. Shuman ve Boys, 1913 yılında parabolik aynalar yardımıyla bir buhar üreticisi yapmışlar ve bundan faydalanarak Nil Nehrinden su çeken 50 BG’deki sulama pompasını çalıştırmışlardır.
Birinci Dünyâ Savaşı ve sonrasında petrolün önem kazanmasıyla güneş enerjisi üzerindeki çalışmalar araştırma seviyesinde kalmıştır. Güneş enerjisinin önem kazanması daha çok 1973 yılındaki dünyâ enerji kriziyle başladı. Petrol fiatının gittikçe artması, yeni kaynaklar üzerindeki çalışmaları artırmış, özellikle güneş enerjisi, üzerinde en çok çalışılan konu olmuştur.
Güneş enerjisinin diğer enerji türlerine göre çok sayıda avantajı mevcuttur:
Tükenmeyen enerji kaynağı olmasıdır.
Temiz enerji türüdür.
Doğabilecek ekonomik bunalımdan etkilenmez.
Yerel uygulamalara elverişlidir.
Çok sayıdaki ülkede faydalanılabilir.
Karmaşık teknolojiye ihtiyaç duyulmamaktadır.
İşletme masrafları çok azdır.
Güneş enerjisinin gaz, duman, kükürt veya radyasyon gibi zararlı artıkları yoktur.
Enerjiden ihtiyaç duyulduğu bölgede faydalanılabileceğinden enerjinin nakil problemi de yoktur. Güneş enerjisinin diğer enerji kaynaklarına göre çok sayıda üstünlükleri olmasına rağmen, günümüzde uygulamalarının az oluşunun sebepleri vardır:
Birim yüzeye gelen güneş ışınları devamlı olmadığından depolama gerekmektedir,
Enerji ihtiyâcının fazla olduğu kış aylarında, güneş ışınları az ve geceleri ise hiç yoktur,
Güneş enerjisinden faydalanılan birçok tesisâtın ilk yatırım masrafları fazladır. Halihazırda ekonomik değildir.
Geçen bir 500 KW yatırımcı derneğimize (Yenilenebilir Enerji Tüketicileri Derneği, YETÜD’e) geldi ve 2 invertörünün yandığını belirterek invertör şirketinin bu hasarlarını karşılamadığını ifade etti. Adam (yatırımcı) ne yapmış? İnvertör ve modülü ayrı alıp dışarıdan birilerine montaj ettirmiş. Sorun burada değil. Projesinde 260 Watt panel varken üretici ile anlaşıp 285 Watt üretip 260 Watt etiketi bastırmış. Yani, 500 kWe için proje 572 kWp iken bu “akıllı yatırımcı” 627 kWp sistem kurmuş. Normal proje % 14,4 ile bizim “akıllı yatırımcımız” bunu % 34,4 çıkarmış. Sonuç; invertörler sorun yaşamış. Suçlu kim?..
Bunlar daha başlangıcı, 5 yıl bir geçsin sonra ben iddia ediyorum ki, çoğu santrallerde verimler birden ve aşırı şekilde düşecektir.
Bunlar aynanın “Teknik” tarafından bakılınca görülen pembe yalanlar. Gelelim mevzuat olayına:
Uzun zamandır kapasiteler açılmadı. Birkaç aydır yönetmelikte değişiklikler yapılacağı ve onun arkasında yeniden kapasite açılacağı konuşuluyor. Açıkçası, ben yapılacak değişikliklerden çok umutlu değilim. Tek pozitif olacak şeyin aylık mahsuplaşma olacağı kanaatindeyim. Yalnız, son duyumlardan sonra bu aylık mahsuplaşmanın da yeterli olacağını pek sanmıyorum…
Geçenlerde Organize Sanayi Bölgesi (OSB) içinde kurulan güneş enerji santrallerinden elektriğin alınmaması ile ilgili madde yayımlandı, biliyorsunuz: 2 Şubat 2019 tarihinde yayınlanan Organize Sanayi Bölgeleri Uygulama Yönetmeliği’’inin “Kurulamayacak Tesisler” başlık altında Madde 54 (9) “OSB tüzel kişiliği ve katılımcının kendi ihtiyacı için kurulan/kurulacaklar hariç olmak üzere, güneş ve rüzgârdan elektrik enerjisi üreten tesisler,kurulamaz.” ifadesi bulunuyor.
Bir OSB Elektrik Yöneticisi ile görüştüm. OSB Elektrik Yöneticisi, değişiklikler ile yayımlanacak Lisanssız Elektrik Üretim Yönetmenliği (LÜY)’nde OSB’ler için ayrı parantez olmazsa bu LÜY kapsamında 5(ç) “Öz Tüketim” maddesi altına girdiği düşüncesinde. Bu durum, Organize Sanayi Bölgelerinde elektrik fiyatların fon ve vergiler dahil, KDV hariç kilovat saati 36 kuruş çıvarı iken bunun çatılara kurulumun önünde büyük bir sorun olacak gibi görünüyor…
Son günlerde OSB’de yapılan durum Enerji Kooperatifleri’nde de hayata geçirileceği de kulağıma geldi. Enerji Kooperatifleri için de fazla elektriğini satamayacak gibi bir durum söz konusu…
İki tarafa da bakarsam OSB dışındaki endüstriyel çatıların mahsuplaşma sonrası fazla üretilen elektriğin satılamaması korkusu ağır basmakta…
Şimdi buraya nasıl geldik? 2016, 2017 ve 2018 ballı yıllarında herkes bugünleri düşünmedi ve devletin sektörün yaptığı etik dışı işlemlerin önüne bir “Güneş Seddi” koyacağını beklemedi ve sektör oyuncuları kendilerini pembe yalanlarla kandırdılar.
Bu Güneş Seddi neden koyuldu? Bana göre şunlardan ötürü koyuldu:
1)Etik dışı “1 Ampül ile 1 MW” kurulumlardan dolayı. LÜY ‘ün esas amacı öztüketim içindi, fakat bizim insanlarımız bunu kötüye kullanarak yüzde 99’unu devlete satmak ile bu işe girişti. Projelerin çoğu da bana göre -bu iddiada bulunmaya devam ediyorum- çoğu hukuka aykırı. Hukuka aykırı olduğunu düşünüyorum çünkü çoğu proje “usulsüz abonelik” ile yapılmıştır ve başvurularda beyan da “usulsüz abonelik” sayaç numaraları ile olmuştur.
Kamuya karşı yalan beyan suçtur ve TCK hükümleri altındadır. Burada Eneji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) bana göre bir hata yapmıştır. EPDK, 29.06.2017 tarihli 7150 sayılı kurul kararı ile bir af niyetinde bir karar çıkarmıştır. Fakat burada kamuya karşı yalan beyandan dolayı TCK suçu işlenmektedir…
2)Gelelim OSB’lere , Kayseri OSB’nin kurduğu 50 MW üzerindeki GES ne kadar etiktir sormak lazım. Devletin böyle şeylerin yaşanmaması için 2 Şubat 2019 tarihindeki mevzuat değişikliğini yaptığını düşünmekteyim. Ayrıca Kayseri OSB 50 adet aboneliği nasıl buldu? Bu da başka bir soru…
3)Gelelim Enerji Kooperatifliği’ne. Burada yine önümüze Kayseri çıkıyor. Bildiğiniz gibi, Kayseri’de Mobilyacılar Yenilenebilir Enerji Kooperatifi tarafından 5 MW Güneş Enerjisi Santrali kuruldu. Burada nedense 4 Eylül 2018 tarihli Yeşil Gazete haberinde yer alan bilgilere göre; Mobilyacılar Yenilenebilir Enerji Kooperatifi Müdürü Ercan Sarıkaya açıklamasında “Geçen Ağustos ayında toplam 706 megavatsaat (MWh) elektrik üretiminde bulunduk. Bu üretim takriben 8 bin konutun tüketimine denk geliyor. Üretimin 105 megavatsaatini (MWh) kendi bünyemizde tükettik. Yani takriben üretimimizin yüzde 15’ini kendimiz tüketiyor, geri kalanını satıyoruz.” diye ifade ediyor. Enerji Kooperatifi ne için kuruldu? LÜY kapsamında ağırlıklı öz tüketim için kurulmamış mıydı? Bu sözleri dikkate aldığımızda kooperatif ürettiği elektriğin yüzde 85’i satıyor. Peki, bu etik midir?..
Bu üç etik olmayan ve bazıları da “hukuka aykırı” olarak yapılmış işlemlerden sonra devletin bir “Güneş Seddi” kurması kaçınılmazdı. Yıllardır pembe yalanlar ile ayakta duran güneş enerjisi sektörü paydaşları karşılarına “Çin Seddi” gibi sert bir “Güneş Seddi” geleceğini düşünemedi. Bu zamana kadar sektör, kendi kurallarını kendisi yapmak istedi…
Ben 2013’ten beri yazılarımda bunları insanlara anlatmak istedim. Ve işte sonuç önümüzde!..
Sektörü kurtaracak tek bir çözüm var. Bu da bana göre “aylık mahsuplaşma” değil; Kuzey Kıbrıs Türkiye Cumhuriyeti’nde uygulanan “Yıllık Mahsuplaşma”. Fakat Türkiye’de her şey kötüye kullanıldığı için, burada da küçük bir sigorta koymak gerekiyor. Bu sigortanın “Yıllık Mahsuplaşma” dan kalan tüketim fazlası elektriğin satılamaz durumu olması gerektiği kanaatindeyim. Böyle bir uygulama gelirse endüstriyel çatıların önü tam olarak açılmış olur.
Neden “Aylık Mahsuplaşma” değil diyorum? Şundan dolayı:
Bazı fabrikalar mevsimlik çalışır. Bir taraf, Mayıs-Ekim arası aylık ortalama 4.000 kWh tüketim gerçekleştiriyor; öbür taraf ise aylar aylık 120.000 ile 150.000 kWh tüketiyor. Bu tür mevsimlik üretim yerlerinde “aylık mahsuplaşma” hiçbir şeye yarayamayacaktır.
Yazımın sonunu Ateş Uğurel Bey’in sosyal medyada paylaştığı bir yazı ile bitirmek istiyorum. Kendisinin bu görüşlerine ben de katılıyorum:
“2016-2018 yılları arasında Türkiye güneş enerjisi sektöründe istisna bir durum yaşandı. Müşteri 3 yıl boyunca satıcının peşinde koştu. Yani GES yatırımı yapacak yatırımcılar güneş paneli-invertör-kablo-konstruksiyon vs üreticileri ile EPC firmalarının kapısını çaldı sürekli.
2019 ve sonrasında artık iş tersine (normale) döndü. Güneş enerjisi sektöründe iş yapmak isteyenler tek tek müşterileri ziyaret ederek onları ikna etmek zorundalar, hem fiyatları hem de kaliteleri ile.
Bu 180 derecelik değişimin hala farkında olmayan şirketler/şahıslar var, onlar için aslında oyun da bitti. Öztüketim pazarının, ikili sözleşmelerin, global pazardaki yatırım imkanlarının ve yapılırsa mini YEKA’ların artık yeni kuralları ve yeni oyuncuları olacak.”
22 Ekim 2013 tarihinde “Güneş Panelinde Garanti Süresine Dikkat!” ve 30 Ekim 2013 tarihinde yayımlanan “Güneş Panellerinde Isı Şartına Dikkat!” yazılarım ile güneş enerjisi sektörü için çok önemli olan konulardan bazılarına dikkat çekişmiştim. O zaman sektördeki şirketler başta olmak üzere güneş enerjisi sektöründe yer alan paydaşlardan, “Hasan sus, para kazanmana bak.” uyarılarına çokça maruz kalmıştım.
Bu yazılarımdan iki yıl sonra 20 Haziran 2015 tarihinde TÜV Rheinland’ın açıkladığı raporu üzerine “GES’ler Alarm Veriyor” yazımı yayımlandı. Bu yazıya geri dönüşler ise “Türkiye’de bu durum yaşanmaz.” şeklinde oldu. O tarihlerde Cem Çamcı ile bir röportaj yapmıştık. Çamcı, güzel bir cümle söylemişti. Duyduğum andan itibaren bu cümleyi yeri geldikçe sıkça kullanır oldum. Çamcı şöyle demişti: “GES`inizin kalitesi en zayıf halka belirler.” Ben bu cümleyi dile getirdikçe sektör paydaşlarından yine “Hasan sus, para kazanmana bak.” uyarıları geldi ve Türkiye’de “zayıf halka” olmaz denildi.
“GES’ler Alarm Veriyor” yazımdan iki yıl sonra, 27 Eylül 2015 tarihinde “Enerjide Çantacı Ekonomiye Zarar” adında bir yazı yayınladım ve “1 Ampül ile 1 MW” sözünü ortaya attım. Tepki olarak yine bu meşhur söz sektörden geldi: “Hasan sus ve para kazanmana bak.”
Ben 2013’ten itibaren her yazımda bu günlerin geleceğini görüp yazılar kalem aldım. Yukarıda belirttiğim yazılarım bunlardan yalnızca birkaç tanesiydi… Şimdi güneş enerjisi sektöründe ne oldu? Pek çok paydaşımız uyarılarıma gülüp geçmişlerdi. Hatta bazıları, “Hasan sektöre taş koyuyor.” diyip beni kötüleme yollarına gitti.
Şuanki pembe yalan üzerine kurulmuş güneş enerjisi sektörü diyorum, şöyle ki:
Bana göre, güneş enerjisi santrallerimizin yarısından çoğu sağlıklı değil. Bazıları, suçları güneş enerjisi ekipman üreticilerine verseler bile -çoğunda hatalar üreticide olduğunu bende inanıyorum-, maalesef çoğu güneş enerjisi santrali işletmecisi üreticilerin yazdıkları kurulum kılavuzuna yeteri kadar riayet etmemektedir. Bu davranışlar da “garanti kapsamı dışına” girmektedir. Hata üreticide olsa bile hukuken elleriniz bağlı olmuş oluyor. Çoğu hatalar maalesef “sistemin en zayıf halkası olan ELEMAN”dan meydana geliyor. Bu hatalar, Yanlış dizayn, Kurulum Kılavuzu’na aykırı kurulum vs şeklinde gerçekleşiyor.
Güneş enerjisi, kurulum ve kullanım kolaylığı olmasının yanı sıra çevreyi kirletmemesi ve zararlı atık oluşturmaması gibi özelliklere sahip bir yenilenebilir enerji kaynağıdır.
Bakanlığımızca hazırlanan, Türkiye Güneş Enerjisi Potansiyeli Atlasına (GEPA) göre, yıllık toplam güneşlenme süresi 2.741 saat (günlük ortalama 7,5 saat), yıllık toplam gelen güneş enerjisi 1.527 kWh/m².yıl (günlük ortalama 4,18 kWh/m².gün) olduğu tespit edilmiştir.
Günümüzde güneş enerjisinden çok farklı biçimlerde ve alanlarda yararlanılmasıyla birlikte elektrik enerjisi üretiminde genelde iki farklı teknoloji kullanılmaktadır.
Güneş Hücreleri: Fotovoltaik (PV) güneş elektriği sistemleri de denilen güneş hücreleri, yarı iletken malzemelerden yapılmış olup, güneş ışığını doğrudan elektrik enerjisine çevirirler.
Isıl Güneş Teknolojileri ve Odaklanmış Güneş Enerjisi (CSP): Güneş enerjisinden ısı elde edilen bu sistemlerde, ısı doğrudan kullanılabileceği gibi elektrik üretiminde de kullanılabilir.
2018 yılında toplam güneş kolektör alanı yaklaşık 20.200.000 m2’ye ve ısı enerjisi üretimi 876.720 TEP (Ton Eşdeğer Petrol)’e ulaşmıştır.
2018 yılında işletmedeki güneş enerjisi santral sayısı 5.868 adet, 4.981,2 MW’ı lisanssız, 81,8 MW da lisanslı olmak üzere toplamda güneş enerjisi kurulu gücümüz 5.063 MW’a ulaşmıştır. Ülkemizdeki toplam elektrik üretimi içerisindeki payı da 7.477,3 GWh ile %2,5’a yükselmiştir.
20/03/2017 tarihinde gerçekleştirilen YEKA yarışması kapsamında, Konya-Karapınar’da kurulacak olan 1.000 MWe kapasiteli güneş enerjisi santrali ile dünyanın en büyük güneş santrallerinde biri ülkemizde kurulması çalışmaları devam etmektedir. Bu tesiste kullanılacak ve yerli katkı oranı asgari %60 olacak yerli güneş modüllerinin üretileceği fabrika ve güneş enerjisi konusunda Ar-Ge faaliyetlerinin yürütüleceği merkezin kurulum çalışmaları da yürütülmektedir.
Güneş enerjisi çok sayıda farklı alanda kullanılabilen bir enerji türüdür. Neredeyse her sektörde kullanılması mümkün olan bir enerji türüdür. Teknolojinin gelişmesi ile birlikte artan enerji ihtiyacına başarılı bir alternatif olan güneş enerjisi yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelimin arttığı günümüzde üzerinde çok sayıda çalışma gerçekleştirilen bir enerji üretme yöntemidir.
Güneş enerjisinden elektrik üretimi en yaygın olarak kullanılanlardan bir tanesidir. Yağmur ve rüzgar gibi hava şartlarına bağlı olmayan güneş, sabah doğup akşam batıyor olması sayesinde net bir kullanım imkanı sunmakta olması nedeniyle eğilimin biraz daha fazla olması normal karşılanabilir.
Güneş enerjisi çok eski zamanlardan beri kol saatleri ve hesap makinelerindekullanılmakta olan, yani çok da yeni olmayan bir teknolojidir. Kol saatlerindeki küçük güneş pilleri saati çalıştıracak yeterli enerjiyi üretebilmektedir. Hesap makinelerinin de yıllarca pillerinin hiç değiştirilmeden çalışıyor olması güneş enerjisi ile enerji üretiyor olmasıyla sağlanır.
Uzay ve uydularda da kullanılmakta olan bir enerji türü olarak güneş enerjisi, uzaya insanlık tarafından gönderilmiş olan uyduların elektrik ihtiyacını sağlamak için kullanılmaktadır.Yollarda bulunan trafik lambalarınınçalışmasını sürdürmek amacıyla da güneş enerjisinden faydalanılmaktadır. Trafikte karşılaşılan işaret lambalarının veya sokak lambalarının da birçoğu bu yöntemle çalışmaktadır. Trafik lambaları ve işaretlerinin çoğu akü, güneş paneli ve şarj kontrol ünitesi bir arada bulunan bir sistem ile çalıştırılmaktadır.
Son Yorumlar